WOLFGANG AMADEUS MOZART (1750-1791)

On sekizinci yüzyılın ortalarından beri müzik alanındaki harikalardan söz ederken Mozart'ın adını anmak âdet olmuştur. "Yeni bir Mozart" deyimi hem doğuştan üstün bir kabiliyeti, hem de verimli bir yaratıcılık hayatını kasdetmek anlamına gelmiştir. Ne var ki şimdiye kadar gerçekten ikinci bir Mozart yetişmiş değildir. Bununla beraber Mozart'ın çocukluğundaki inanılmaz başarılarının vaitlerine, olgunluk yollarında katlandığı müşkül şartların menfi etki yaptığını farz etmek herhalde yanlış olmaz. Gene de Mozart kısacık bir ömür için inanılmayacak kadar çok eser bırakmıştır. 1862 yılında Ludwig von Köchel'in, Mozart'ın eserlerini tasnif amaciyle hazırladığı katalogda altı yüzden fazla eser bulunmaktadır. Bunlar arasında kırk dokuz senfoni, yirmi kadar opera ve yirmi kadar piyano konçertosu vardır.

Mozart'ın eserlerinin şekil mükemmelliği şüpheye yer bırakmaz; bunlar klasik sanatın en gerçek örnekleri olarak zikredilir. Mozart'ın eserlerinde şekil ve öz arasında başarılı bir denklik vardır. Mozart müziksel ifadede durmadan daha zengin, daha derin ve daha yeni olmağa çalışmıştır. Armoni tekniğinde denediği birçok yenilikler bazı eserlerinin yirminci yüzyıl müziğiyle kıyaslanmasına imkân verecek dereceyi bulmuştur.

Wolfgang Amadeus Mozart 27 ocak 1756’da Avusturya’da, Salzburg şehrinde doğmuştur. Babası Leopold Mozart, keman çalan, birçok besteler ve keman için bir metod meydana getirmiş bir müzikçiydi. Bay Leopold oğluna dört yaşında klâvsen dersleri vermeğe başladı. Wolfgang dersini kolaylıkla öğreniyordu. Onun iyi bir müzikçi olmak için doğuştan bazı özellikleri de vardı: Kulağı bir kemanda bir notanın sekizde biri kadar akort düşüklüğünü fark edecek kadar hassastı. Ve çirkin seslere, gürültülere karşı tepkisi de baygınlık geçirecek ölçüde şiddetlenebiliyordu.

Müzik âletleri çalmakta gösterdiği kolaylığa eş bir kolaylıkla beste de yapmağa başladı. Beş yaşında menuet, yedi yaşında konçerto ve sekiz yaşında senfoni meydana getirmiştir.

Mozart'ın kızkardeşi Marianne da klâvsen çalıyordu. 1763'te Bay Leopold iki çocuğunu alarak Avrupa’nın belli başlı şehirlerinde üç yıldan fazla sürecek bir gezi tertip etti. Wolfgang klavsen, keman ve org çalmaktaki ustalığiyle ve her şeyden fazla "improvisation" (irticalen çalış) lariyle dinleyicilerini hayrette bırakıyordu. Münich’te verdiği konserlerin başarısı haberi çok çabuk yayılan küçük Mozart Viyana’ya gelişinde Schönbrunn’da Maria Theresa’nın huzuruna çıkarıldı. Orada Georg Christoph Wagensel’in bir konçertosunu büyük başarıyla çaldı. Sonra Frankfurt, Paris, Londra ziyaret edildi. Versailles sarayında da Schönbrunn’daki gibi herkesi hayran bırakmıştı. Artık takdir ve iltifat görmeğe öylesine alışmıştı ki örneğin Madam de Pompadour’un kendisine yeter derecede yakınlık göstermemesini bir türlü hazmedemiyordu.

"Bu da kim oluyormuş, beni Imparatoriçem bile öptü" diyordu.

Üç yıldan fazla süren bir ayrılıktan sonra 1766'da Salzburg'a dönüldü. Bütün Avrupa Mozart'ı tanımış oluyordu.

Bir yıl sonra Herr Leopold yeni bir Avrupa gezisi düşündü. Büyük ümitlerle Viyana yolunu tuttular, fakat bu kere beklenen başarı sağlanamadı. Viyana, on bir yaşındaki Mozart'a, daha küçükken gösterdiği ilgiyi göstermiyordu. İmparatorun arzusuna uyularak ısmarlanan ve Mozart'ın kısa zamanda tamamladığı "La Finta Semplice" operası bile artistlerin entrikaları neticesinde sahneye konmaktan mahrum kaldı. Yalnız küçük bir pastoral opera "Bastien und Bastienne" Dr. Franz Anton Mesmer'in evinde oynanabilmişti.

Viyana'dan hayal kırıklığı ile dönen Mozart'ı babası bir müddet sonra İtalya'ya götürdü. İtalya seyahati bildik başarılarla geçti. Gösterdiği hünerler Napoli'de o kadar şaşırtıcı bulundu ki bazıları bunları Mozart'ın parmağındaki bir yüzüğün sihirli kudretine atfettiler. Fakat Mozart müzikseverleri en fazla Roma'da şaşırttı. Bu şehirde Gregorio Allegri (1582-1652) nin Miserere adlı koro eseri papalık korosu tarafından yılda bir defa söylenirdi. Bir papalık emirnamesi bu eserin kopya edilmesini yada başka yerde icrasını yasak eylemişti. Mozart eserin papalık korosu tarafından söylenişini dinledi, sonra odasına çekildi ve iki koro halinde dokuz ses için bestelenmiş bulunan bu eseri belleğinden kâğıda geçiriverdi.

İtalya seyahati sona ermeden Bologna Filârmonik Akademisi, Mozart'ı üyeliğe seçerek yirmi yaşından küçük adayları kabul etmemek ilkesinde istisna yapıyordu.

1770 kışında Mitridade operasının provalarında bulunmak üzere tekrar İtalya'ya gitti. Opera Noel günü temsil edildi ve seyirciler eseri büyük coşkunlukla karşıladılar.

Mozart'ın bundan sonraki birkaç yılı hemen tamamiyle Salzburg'da geçti. Mozart için İtalya'daki parlak zaferlerle dolu hayatın tam zıddı bir hayattı bu. Kilisede besteci ve virtüoz olarak bir vazifesi vardı, fakat verilen az parayla geçinmekte ve kendisine adeta hademeler gibi muamele edilmesine katlanmakta güçlük çekiyordu. Aksatmadığı bir tarafı vardı, muntazaman eser vermeğe devam ediyordu: Senfoniler, konçertolar, yaylı sazlar için kuartetler, serenadlar...

1777 yılında Mozart annesiyle birlikte Paris'e doğru yola çıktı. Augusburg’da ve Mannheim'da durdular. Mozart Mannheim'da, Aloysia Weber adlı bir kız tanıdı, onu sevdi ve onunla birlikte İtalya'ya gitmeği düşündü. Ancak babasından gelen acı mektuplar kendisini bu tasavvurundan caydırabildiler. Aloysia'ya veda ile yoluna devam etti. 1778 martında Paris'e vardılar.

Mozart, Paris'te yeni hayal kırıklıkları ile karşılaştı. Artık bir harika çocuk değil, yetişmiş bir sanatçı olması yüzünden ilgi çekmiyordu.

Hayal kırıklıklarını annesinin ani ölümüyle bir facia takip etti. Hayatında ilk defa kendini yalnızlık içinde buluyordu. Birden Mannheim'a dönüp Aloysia ile evlenmeğe karar verdi. Mannheim'a geldi, fakat Aloysia önce onu tanımadı bile, neden sonra hatırladığında ise yokluğu esnasında bütün hislerinin soğumuş olduğunu söyleyiverdi.

Mozart, Salzburg'a ve kilisedeki eski işine döndü. İki yıl müddetle talihine sessizce isyan etti. Nihayet kendisini zalimce küçümseyen arşövekle bağlarını kopararak Viyana'ya gelip yerleşti. Yirmi beş yaşındaydı. On yıllık ömrü kalmıştı. Bu yılları bir yandan mali bir güven sağlamak ve çocukluğunun sükûnunu tekrar elde etmek yolunda mücadelelerle, bir yandan da en büyük eserlerini meydana getirerek geçirecekti.

"Saraydan Kız Kaçırma" operası 1782'de Viyana'da oynandı. Viyana'nın o zamanki müzik otoritesi Antonio Salieri'nin çeşitli entrikalarına rağmen opera iyi karşılandı. Prens Kaunitz, Mozart gibi bir dehânın ancak "bir yüzyılda bir defa" meydana çıktığını söylüyordu.

4 ağustos 1782'de bir zamanlar sevdiği ve sonra kaybettiği Aloysia'nın kızkardeşi Constanze Weber ile evlendi. Oğlunun saadeti uğrunda bıkıp usanmadan fakat beyhude yere çabalayan babasının arzusuna aykırı ilk karardı bu. Constanze hayat mücadelesinde zayıf olan kocasına yardım edecek bir kadın değildi. Hattâ kocasının gerçek değerini bile ancak ölümünden sonra ve başkalarının Mozart'ın hâtırasına gösterdikleri ilgiden öğrenecekti.

Mozart'ın münasip bir vazifeye tayin edilmek yolunda saraya bağladığı ümitler bir türlü gerçekleşmiyordu. Bunda kendisini amansız bir rakip olarak gören Salieri'nin bitmeyen entrikalarının tesiri çoktu.

Fakat ümitsizliğe düşmek Mozart'ın harcı değildi. Gittikçe daha güzel eserler meydana getirerek bekledi. Hayatın küçük zevklerinden tad almaya bakıyordu. Dereden tepeden konuşmaktan, bilârdo oyunundan ve her şeyden fazla - karısına bakılırsa müzikten de fazla - dans etmekten hoşlanırdı.

Pazar sabahları evi misafirlerle dolardı. Mozart insanlarla beraber olmaktan hoşlanırdı. Neşeli konuşmalarla, içki ve müzikle vakit geçirilirdi. Bu toplantılardan birinde Joseph Haydn o gün Viyana'da bulunan Leopold Mozart'a şöyle demişti: "Size Allah'ın önünde ve namuslu bir adam sıfatiyle söylüyorum ki, oğlunuz şahsen yada ismen tanıdığım bestecilerin en büyüğüdür."

1 mayıs 1786'da "Figaronun Düğünü" operası Burgtheater'da sahneye kondu. Salon tamamen doluydu, Aryalardan tekrar ettirilenler o kadar çok oldu ki opera uzadıkça uzadı. İmparator da hayranlığını ifade etmişti. Fakat Salieri'nin yeni entrikaları yüzünden eser ancak dokuz defa oynandı.

29 ekim 1787'de "Don Giovanni" operası Prag'da oynandı. Ve bütün şehirde fırtına gibi akisler yaptı.

Prag'da kalması için yapılan ısrarlara rağmen Viyana'ya döndü. Gluck'un ölümünün bu acele dönüşte etkisi olması mümkündür. Gerçekten Mozart, Gluck'un boş bıraktığı saray bestecisi vazifesine tayin edildi. Gluck'a verilen 2000 duka altını yıllık ücrete karşılık Mozart'a sadece 800 altın ödenmek suretiyle. Böylece Mozart gene "uygun bir faizle" ödünç para aramağa devam etmekten kurtulamıyordu.

Karısı hastaydı ve tedavi için Baden'e gitmek zorundaydı. Kendisi de iyi değildi. Yardım aramak için nereye başvuracağını bilemiyordu.

1791 yılı. Mozart "Sihirli Flüt" operası üzerinde çalışmaktadır. Temmuz ayında bir gün esrarengiz bir adam Mozart’ın evine geldi ve ona bir requiem ısmarladı. Dolgun bir ücret teklif ediliyor, fakat bir şart öne sürülüyordu : Mozart requiem'i ısmarlayanın kim olduğunu araştırmağa çalışmayacaktı.

Requiem'i ısmarlayan, ileride kendisinin olduğunu iddia edeceği eserler besteletmek adetinde olan bir konttu. Fakat hastalık ve ölüm düşünceleri içinde bulunan Mozart karşısındaki adamı, bizzat kendi requiem'ini yazdırmak üzere gelmiş bir haberci gibi gördü.

Eylülde "Sihirli Flüt"ü tamamladıktan sonra kendi ölümüyle günden güne daha fazla yakınlık duyar olduğu requiem üzerinde hacetle çalışmağa başladı. "Yabancının hayalini gözümün önünden bir türlü uzaklaştıramıyorum. Çalışmam için önce rica, nasihat ediyor, sonunda da emir veriyor. Tekrar çalışmağa başlıyorum, çünkü bestelemek beni bir şey yapmaktan daha az yoruyor. Yarım bırakmamam gereken ölüm şarkımı bu yolda bitirmek mecburiyetindeyim" diyordu.

Sihirli Flüt 30 eylülde sahneye kondu. Halk esere karşı önce çekingen davrandı, sonra ilgisini arttırdı ve eser yüz defa tekrarlandı.

Gücünün günden güne eksildiğini açıkça fark ediyordu. Requiem üzerinde daha fazla çalışamıyacağını anladığı gün öğrencisi Süssmayer'e eseri nasıl tamamlamayı tasarladığını açıkladı.

4 - 5 aralık 1791 gece yarısından sonra öldü. Cenaze çok sönük kaldırıldı. Soğuk ve yağışlı bir gündü. Kilisedeki merasimi uzun zamanlar amansız düşmanı olan Salieri idare etti. Karısı teessüründen merasime hiç katılmamıştır.

Constanze bir zaman sonra mezarlığa geldiği zaman kocasının gömüldüğü yeri bile bulamadı. Richard Wagner'in bütün yüzyılların ve bütün sanat dallarındaki ustaların en büyüğü saydığı Mozart'ın mezarına ismini gösteren bir taş bile konmamıştı.

BAŞLICA ESERLERİOperalar: Figaro’nun Düğünü, Don Giovanni, Sihirli Flüt. Orkestra müziği: 35. senfoni, 39. 40, 41. senfoniler. Re minör, do minör, la majör, re bemol majör piyano konçertoları, la majör keman konçertosu. Koro müziği: Requiem, Ave Verum. Oda müziği: 6 Haydn kuarteti, 2 piyano kuarteti, do majör, sol majör, mi minör re majör, fa majör, si bemol majör, la majör sonatları. Piyano müziği: la majör, do minör, re majör, fa majör sonatları, 2 piyano için re majör sonat. Başkaca: İdomeneo. Cosi fan tutte operaları mesler, kantatlar, motetler, konçertolar, oda müziği eserleri v.b.

Yorumlar