ROBERT SCCHUMANN (1810-1856)


Romantik müziğin üstadı Robert Schumann, Napolyon savaşlarının sonuna doğru Saksonya'nın Zwickau kasabasında dünyaya gelmişti. Kitap satmakla ailesini geçindiren baba Schumann, edebiyata çok meraklı olduğu halde, istidatsız bir yazardı. Çok kereler roman yazmayı denemiş, hiçbir sonuç elde edememişti.

Robert, beş çocuktan en küçüğü ve en çok sevileniydi. Zwickau, sakin, temkinli davranmayı seven, sabırlı, Saksonların sessiz bir kasabasıydı. Robert burada gayet sakin, fakat mesut bir çocukluk devresi yaşadı. Daha pek küçükken müzik ve edebiyat istidadı belirmeye başlamıştı. On yedi yaşında Yunan ve Latin klasiklerini baştan başa öğrenmiş, şair Jean Paul Richter'in eserlerini yakından tanımıştı. Bu şair, Robert'in hassas ruhu üzerinde inkâr edilemiyecek derecede büyük etkiler uyandırdı. Jean Paul Richter, bir tabiat âşıkıydı, kısa zaman sonra Schumann da dünyada her şeyden çok, tabiatı sevdiğini anladı.

Edebiyat sevgisinin yanında müzik sevgisi de yer almaya başlamıştı. Esasen öteden beri Schubert'in hüzünlü melodilerine bayılıyor, bunları piyanoda kendi kendine çalmaya uğraşıyordu. On sekiz yaşında mektebi bıraktı. Müzik ve edebiyatın ona hayatı boyunca yeteceğine inanmıştı. Fakat annesi, buna katiyen razı olmadı. Schumann, hukuka devam etmeli, iyi bir avukat, yahut hakim olmalıydı. Her şeye rağmen Schumann, sevgili annesinin ısrarlarına fazla karşı gelemedi. Tahsile yeniden başladı. O sıralar Leipzig'de bir pansiyonda oturuyordu. Schumann, tarifi imkânsız derecede bedbahttı. Nihayet birkaç ay sonra işkenceye dayanamıyacağını anladı ve annesine kısa bir mektup yazarak, bundan böyle sadece müziğe çalışacağını, Frederick Wieck isminde bir piyano hocasından ders almaya başladığını bildirdi. Piyano hocası ve kızı Clara, Robert'in annesine bu hususta yalvardılar. Neticede Robert, annesinin rızasını almıştı.

Schumann, güzel eserler bestelemek istiyordu, ismini ebedileştirecek eserler olmalıydı bunlar.. Öte yandan hayatını da kazanmak zorundaydı. Karnını doyurmazsa nasıl çalışabilirdi? .. Sonra bir an önce piyanosunu da adamakıllı ilerletip, devrin ünlü virtüozları arasına girmeliydi.

Delikanlının vaziyeti büsbütün zorlaşmıştı. Artık hocası Wieck'in evinde oturuyor, derslerinin arasında Wieck'in küçük kızı Clara'yı da eğlendirmeye uğraşıyordu. Clara on üç yaşında olmasına rağmen, dünya çapında şöhret yapmış dâhi bir piyanistti.. Aralarında son derece garip bir ağabey-kardeş sevgisi başlamıştı ki, Schumann, her ne pahasına olursa olsun, bu sevgiyi unutup başka ülkelerde yaşayamıyacağını çoktan anlamıştı.

Virtüozluk alanında bir an önce tanınmak isteği zavallı Schumann'ı bu saadetten tamamen uzaklaştırdı. Genç besteci, parmaklarının kuvvetini arttırmak için bir makine keşfetti, bu yüzden müzik âlemi meşhur bir virtüozdan mahrum kaldı ama, yerine büyük bir besteci kazandı. Schumann'ın bir parmağı makineden sakatlanmıştı .. Bundan sonra virtüozluk hayallerini bir kenara bırakması gerekiyordu.

Leipzig operasının müdüründen kompozisyon dersleri almaya başladı. Bu sıralarda bir senfoni ve bir konçertonun birinci kısmını bestelemişti.

1832 yılı, Schumann'ın bestecilik hayatında önemli bir devrenin başlangıcına sahne olmuştur. Abegg varyasyonları, Kelebekler isimli eseri, kaprisleri ve ünlü iki piyano sonatını hep bu yıl içinde bestelemişti. Bir yandan hocasının kızına karşı beslediği sevgi günden güne artıyor, Schumann'ın pek hassas ruhu, aşkının verdiği ıstırapla kıvranıyordu. İki sevgili, evlenmeye karar verdiler. Ama bu defa Clara'nın babası aralarına girmişti. Haris adam, kızının evlenmesini hiç istemiyordu. Clara evlenecek olursa, müziğini ihmal edecek, eskisi gibi konserlerinden para kazanamıyacaktı. Bu cebi delik piyanist bozuntusu ise, kendi karnını bile doyuracak halde değildi, Clara'ya nasıl bakabilirdi?..

Babası Clara'yı zorla Leipzig'den uzaklaştırdı ve mektuplaşmalarını da menetti. Schumann, kendini içkiye ve kadınlara vermişti. Yakışıklı bir adamdı, devrin güzel kadınları onun peşinde koşuyordu... Genç besteci sırf aşkını unutmak için bu kadınlara kollarını açıyor, öbür yanda ise Clara, kıskançlık içinde kıvranıyordu. Sonunda gene barıştılar. Clara, konser vermek üzere Leipzig'e gelmişti. İlk konserinde Schumann'ın sonatlarından birini çaldı. Bu jest, Schumann'ı harekete geçirmeye yetmişti. Ne çare ki, Clara'nın babası hâlâ bu evlenmeye razı olmuyordu. Schumann'ın alkolik bir adam olduğunu, evlenemiyeceğini ileri sürdü, gençleri mahkeme kapılarında süründürdü, fakat dört senelik bir uğraşmadan sonra Robert Schumann, istediği kadınla evlenmişti.. Yalnız son zamanlarda aklını kaybetmek korkusuna tutulmuştu, kendine hiç güveni yoktu. Zaman zaman sabit fikirlere kapılıyor, karısına da kendine de hayatı zindan ediyordu. Clara ünlü bir müzikçiydi.. Schumann ise, bestelediği eserleri kimseye beğendiremiyen, her hareketi şüpheli bir dudak bükülüşüyle karşılanan bir zavallı besteciydi.. Karısını çok sevdiği halde, bütün bunlara üzülmekten, genç kadını kıskanmaktan da kendini alamıyordu.

Meşhur besteci Mendelssohn, Clara'dan sonra Schumann'ı en iyi anlayan, takdir eden biricik insandı, nasihatleri sayesinde de Schumann'ı biraz yola getirmeyi başardı.

Schumann, Clara'yla evlendiği yıl, ünlü aşk şairlerinin şiirlerini küçük şarkılar halinde bestelemekle vakit geçirdi. Bu şarkılar, etrafta dedikoduya sebep olmuştu. Böyle lirik şarkılar bestelemek büyük bir besteciye yakışmaz, bu hiçbir zaman yetmez, diyorlardı. Besteci ertesi yıl sırf orkestra müziği besteledi. Onu takip eden yıl ise oda müziği bestelemekten başka bir iş yapmadı. 1841'de bestelediği orkestra eserlerinden bir tanesi, ünlü dördüncü senfonisiydi. öteki ise, bir uvertürdü. Piyano ve orkestra için de bir fantezi besteledi. Bu eserini ise daha sonraları ünlü piyano konçertosunun başında kullandı. (Piyano konçertosu 1845'te tamamlanmıştı.)

1843 yılında Leipzig konservatuarına kompozisyon hocası olarak girdi. Mendelssohn da konservatuarın müdürüydü. "Cennet ve Peri" isimli eserini de o yıl içinde besteledi. Schumann, mutlaka bir opera bestelemeyi aklına koymuştu. Alman halkına neler yapabileceğini göstermek istiyordu. Evvelâ, Byron'un bir eserini denedi, iyi bir netice alamayınca Goethe'nin Faust'undan bir parçayı oratoryo haline soktu. 1849'da Goethe'nin yüzüncü yıldönümü kutlandığı zaman, Dresden, Leipzig ve Weimar'da Schumann'ın Faust oratoryosu başarıyla çalındı.

Bestecinin mükemmel bir opera yazmak için harcadığı gayretler boşunaydı. Schumann, sinirlerinin gittikçe bozulduğunu da hissediyordu. Bu opera merakı günün birinde sanki onu deli edecekti...

Bereket ki, bu hastalık uzun sürmedi. Schumann, bir senfoni besteliyecek kadar iyileşmişti. Ondan sonra piyano ve yaylı sazlar için trio'lar, koro parçaları birbirini takip etti. Schumann, piyano hocalarına bir müzik İncil'i hazırlamak istiyordu. "Gençler İçin Albüm" isimli eserinde birbirinden güzel bir sürü piyano etüdünü bir araya toplamıştı. Gene o sıralarda Byron'un Manfred isimli şiirini de müziklendirmekle meşguldü, ertesi yıl bu eser için bir uvertür de besteledi; Manfred uvertürü, Schumann'ın en beğenilen eserlerinden biridir ve dünyanın her tarafında sık sık çalınır.

Schumann'ın asabi halleri gün geçtikçe tehlikeli bir hal alıyordu. Bazan günlerce odasına kapanıyor, elleri şakağında oturuyordu.

Clara, boyuna konser turnesine çıkıyor ve hep kocasının eserlerini çalarak Schumann'ı müzik âlemine tanıtmaya çalışıyordu. Schumann, 1854'te iyiden iyiye hastalanmıştı, eser bestelemek bir yana, iki satır yazı dahi yazamıyordu. Kendini müthiş bir melânkoliye kaptırdı. Bundan kurtulamayınca, Ren nehrine atlayarak intihara teşebbüs etti. Yarı ölü bir halde nehirden çıkanp Düsseldorf akıl hastahanesine yatırdılar. Artık Schumann, kimseyi, hattâ sevgili karısını dahi tanıyamıyordu. Clara ise büyük bir soğukkanlılıkla konser turuna devam etti. 1856'da Schumann'ın ölümünden sonra, müzikseverler, Clara ile Brahms'ın sayesinde bahttsız bestecinin değerini anlayabildiler. Ama artık iş işten geçmişti.

BAŞLICA ESERLERİPiyano müziği: Senfonik etüdler, Karnaval Fantasiestücke, do majör fantazi, Gençler için albüm. Orkestra müziği: 4 senfoni, do minör piyano konçertosu, la minör viyolonsel konçertosu, Manfred Uvertürü. Oda müziği: Mi bemol majör kuartet, 3 yaylı sazlar kuarteti. Su müziği: Dicterliebe, Frauenliebe, Die Belden Grenadiere, Die Lotosblume, Der Nussbaum, Widmung ve başka şarkılar. Başkaca: Genoveva, opera, mi bemol majör kuartet, 3 piyano triosu, 2 keman ve piyano sonatı. Toccata, Paganini etüdleri. Kreiserliana, romanslar, Arabeskler, Humoreskler, 3 piyano sonatı, Liderkreis şarkılar grubu.

Yorumlar